Cherreads

Chapter 1 - KARANLIKLA İLK TEMAS

Azra, sabahın serinliğinde kampüsün taşlı yolunda yürüyordu. Henüz üniversitenin ilk günleriydi ve heyecanı ile tedirginliği birbirine karışıyordu. Çantasını omzuna asmış, kulaklığından akan şarkıya sığınarak kalabalığın arasında kendine güvenli bir adım arıyordu.

Çocukluğunu küçük bir kasabada geçirmişti; annesi ona hep "büyük şehir dikkat ister" derdi. Azra, annesinin bu uyarılarını biraz abartı bulurdu ama içten içe kalbinin derinliklerinde garip bir huzursuzluk taşıyordu.

Öğleden sonra ders çıkışı arkadaşlarıyla kampüsün bahçesinde oturmuş sohbet ederken, kalabalığın uğultusunu bölen bir ses duyuldu. Bahçenin girişinde siyah camlı, parlak bir araba durdu. Ardından aynı arabadan inen takım elbiseli adamlar etrafı kolaçan etmeye başladı. Kampüste böyle sahnelere kimse alışık değildi; öğrenciler fısıldaşmaya, meraklı gözlerle arabanın etrafında toplanmaya başladı.

Azra, istemeden de olsa başını kaldırdı.

Arabanın kapısı ağır ağır açıldığında, içinden siyah gömlekli, uzun boylu bir genç indi. On sekiz, belki on dokuz yaşında görünüyordu ama bakışlarındaki sertlik, yaşını çoktan geride bırakmış bir dünyanın izlerini taşıyordu. Soğuk ve keskin bakışları kalabalığın üzerinde kayarken, bir anlığına Azra'nın gözlerine kilitlendi.

Azra, kalbinin hızla çarptığını hissetti. Bir yabancıya bu kadar uzun süre bakmak ona göre değildi ama ondan gözlerini alamadı. O an, etrafındaki sesler sustu; sadece o genç adam ve kendi nefesinin sesi kaldı.

Yanındaki öğrencilerden biri kısık sesle, heyecanla fısıldadı:

"Bu… Ateş olmalı. Şehirdeki mafyanın en genç lideri."

Azra duyduğuna inanamadı. Mafya mı? Böyle şeyler filmlerde olurdu. Gerçek hayatta bir üniversite kapısının önünde karşına çıkması tuhaf bir tesadüften fazlasıydı.

Ateş ise bakışlarını ondan ayırmadan ağır adımlarla yürümeye başladı. Yanındaki korumalardan biri hızlıca yaklaştı.

"Başkan, burada fazla dikkat çekiyoruz. İsterseniz—"

Ateş sert bir bakışla susturdu.

"Çekil kenara."

Korumalar geri adım atarken Ateş, kalabalığın arasından geçip doğrudan Azra'nın yanına geldi. Öğrenciler geriye çekilmiş, meraklı gözlerle onları izliyordu.

Azra, yerinde donakalmıştı. Çantasının askısını daha da sıkı tuttu, kalbi göğsünden çıkacak gibi atıyordu.

Ateş, gözlerini onun gözlerine sabitleyerek sordu:

"Adın ne?"

Azra, boğazında düğümlenen kelimeleri güçlükle çıkardı.

"...Azra."

O an, Ateş'in yüzünde belirsiz bir gülümseme belirdi. Ama bu sıradan bir gülümseme değildi; içinde hem tehdit hem de merak barındırıyordu.

"Güzel bir isim." dedi kısık sesle. "Artık dikkatimi çektin, Azra."

Azra, anlam veremediği bir korku ile heyecan arasında sıkışmıştı. Bu yabancı kimdi, neden onunla ilgilenmişti? Sorular zihnini kemirirken Ateş, arkasını dönüp arabasına yöneldi.

Arabaya binerken son kez geriye baktı. Bakışı sanki bir söz veriyordu: Bu karşılaşma sadece bir başlangıçtı.

Azra, kalabalığın ortasında nefesini dengelemeye çalışırken kendi kendine fısıldadı:

"Benim başıma ne geliyor böyle?"

Ama içten içe biliyordu… O yabancı bakış, hayatını tamamen değiştirecekti.

---

More Chapters