Cherreads

Chapter 28 - KAN VE İHANET

Boran'ın Anlatımı

O gece şehri sessizlik boğuyordu. Ama benim içimde fırtınalar kopuyordu. Adamlarım haber getirdiğinde önce inanmadım. Hazal'ı… onu… düşmanımın masasında gördüklerini söylediler.

Bir an için kulaklarım uğuldadı. Kalbim göğsümden fırlayacak sandım. Ama sonra öyle bir öfke çöktü ki, nefesim bile barut gibi yanıyordu.

Kendi gözlerimle görmek istedim. O yüzden geceyi delip geçtim. Çatının gölgesinden aşağı baktığımda, kalbim bir kez daha parçalandı.

Oradaydı…

Benim karım. Benim canım dediğim kadın. Başkasının yanında, başkasının gölgesinde.

Gözlerim karardı. Yumruklarım kanayıncaya kadar sıkıldı. O sahneyi görmek, bir kurşundan daha acıydı. Çünkü mermi bedenini deler, geçerdi. Ama ihanet… ihanet insanın ruhunu yakardı.

Düşmanımın kahkahası yankılandı salonda. Onun sesini duyduğumda dişlerim kenetlendi. "Demek oyununu böyle kurdun," dedim içimden. "Kalbimin en zayıf yerini buldun."

Ama yanıldın. Ben bu ateşin içinde yanarım, kül olurum, sonra da küllerimden yeniden doğarım.

Hazal gözlerini kaldırıp ona baktığında kalbim bir anlığına durdu. İçinde hâlâ o masum ışığı görebiliyordum. Ama masumiyetin yanına ihanetin gölgesi sinmişti. İşte bu, beni paramparça etti.

O an içimden tek bir cümle geçti:

"Beni sırtımdan vurmadın Hazal… kalbimden vurdun."

Adamlarıma işaret verdim. Silahlar hazırlandı.

Ama sonra geri çektim. Çünkü o masada sadece düşmanım yoktu.

O masada Hazal vardı. Benim kalbim vardı.

Bir kurşun sıksaydım, kendi kalbime sıkmış olacaktım.

Gözlerimi kapattım, içimdeki fırtınayı susturmaya çalıştım. Ama susturamadım.

Sadece kendime yemin ettim:

"Bu savaş artık bitmeyecek. Onu ya geri alacağım, ya da bu ihanetin bedelini herkes kanla ödeyecek."

---

More Chapters