Yağmur, Port Mafia'nın eski taş duvarlarına usul usul çarpıyordu; her damla sanki geçmişin kırık dökük anılarını yeniden canlandırıyor, donduruyordu. Dazai Osamu, uzun süredir uzak kaldığı o karanlık binanın kapısından içeri adım attığında, eski kokular ve gölgeler onu hemen kuşattı. Her şey olduğu gibi duruyordu; tozlu raflar, yıpranmış mobilyalar, ağır hava... Ve bir zamanlar hayatının en karmaşık ve tutkulu ilişkisini yaşadığı adamın varlığı.
> "Sonunda dönmeye cesaret edebildin ha, Dazai..."
Chuuya Nakahara'nın sesi, sigara dumanının arasından keskin, sert bir bıçak gibi süzülüyordu.
Dazai başını hafifçe yana eğdi, o her zamanki alaycı gülümsemesini takındı. Ama gözlerinde, uzun yılların gölgesi, içe dönük bir fırtına vardı.
"Yani beni özlemediğini mi söylüyorsun?"
Chuuya derin bir nefes aldı, gözleri donuk ama içinde patlamaya hazır bir yanardağ gibiydi.
"Ben seni asla affetmedim. Ve asla affetmeyeceğim."
O sessizlik... O an aralarındaki mesafe hiç olmadığı kadar büyüktü. Kırılmış, kanayan yaralar, söylenmemiş sözler havada asılı kalmıştı. Ancak görev başlamıştı; geçmişin hayaletleri peşlerinden ayrılmıyordu.
---
🕯 Yedi yıl önce…
Gece, Port Mafia'nın gizli odasında ağır ve boğucu bir hava vardı. Dazai, ellerini ceplerine sokmuş, pencereden dışarıyı izliyordu. Chuuya, karşısında duruyor, gözlerinde hem öfke hem de kırgınlık vardı.
> "Biliyor musun, bu bizim son görevimiz olacak, Chuuya."
Dazai'nın sesi, alışıldık neşeli tonundan tamamen uzaktı; sert, ciddi ve korkutucuydu.
Chuuya dudaklarını bükerek karşılık verdi:
"Son mu? Ne demek bu? Neden bana söylemiyorsun? Neden beni dışlıyorsun, Dazai?"
Dazai gözlerini kaçırdı. İçinde fırtınalar kopuyordu ama bunu kimseye gösteremezdi.
"Bazen... seni korumak için uzak durmak zorundasın."
Ama bu sözler, o zamanlar Chuuya'nın anlaması için çok erken, çok acıydı.
Ve o gece, Dazai hiçbir açıklama yapmadan ortadan kayboldu. Arkasında, paramparça olmuş bir Chuuya bırakarak.
---
🔙 Bugün...
Chuuya'nın elleri, uzun zamandır alışık olmadığı kadar titriyordu. Karanlık odada, eski dost ama şimdi düşmanına dönüşmüş o adamla yeniden yüzleşmek, kalbini parçalıyordu.
Görev listesini eline aldığında, gözleri istemsizce Dazai'ye kaydı. Yanındaki adam, yılların küskünlüğüne rağmen, hâlâ onu çözmeye çalışan bir bulmaca gibiydi.
> "Beni görmek istemediğini biliyorum, Chuuya. Ama bu iş beraber yapılacak. Seninle çalışmak zorundayım."
Dazai'nın sesi o eski oyunbazlıktan uzaktı; ciddiydi.
Chuuya derin bir nefes aldı, dişlerini sıktı.
"Partnerin olmam. Bu defa değil."
Göz göze geldiklerinde, Dazai'nın gözlerinde gördüğü şey, bir boşluk değildi artık; içinde gizlenmiş bir acı ve pişmanlıktı.
"Bu kez... seni kurtaracak kimse olmayacak, Chuuya. Kendini hazırla."
---