Cherreads

Chapter 6 - suskunluk

Chuuya'nın parmakları hâlâ yumruk hâlindeydi. Nefesi hızlıydı, alnındaki birkaç kirli ter damlası kaşlarına süzülmüştü. Gözleri hâlâ Dazai'yi inceliyordu—kırık bir pencereden süzülen solgun gün ışığı, onun kızıl saçlarını hafifçe parlatıyordu.

"Konuşsana, Dazai!" diye hırladı. "Niye hep susuyorsun?!"

Ayağını sertçe yere vurdu, altında kalan eski metal tabaka zangırdadı.

Dazai o sırada arkasındaki paslı raflara yaslanmıştı. Ellerini cebinden çıkarmıştı ama hâlâ savunmada değildi. Gözlerinde eski bir karanlık vardı—Chuuya'nın eskiden beri tanıdığı ama hiçbir zaman adını koyamadığı bir karanlık.

"Çünkü ne diyeceğimi bilmiyorum, Chuuya," dedi boğuk bir sesle. "Senin anlamanı istemem."

Gözleri, kısa bir an için kaçtı—çürük tahtalar arasından sızan ışığa, duvardaki paslı borulara... her şeye. Ama Chuuya'ya değil.

"Ne demek bu?!" diye bağırdı Chuuya. Birkaç adımda yanına vardı ve Dazai'nin yakasını tuttu. Kumaş ellerinin arasında buruştu. "Beni hâlâ çocuk mu sanıyorsun?!"

Dazai'nin gözleri hafifçe irkildi. Bir an için… bir an için, o dokunuş onu geri götürdü. Mori'nin steril parfümü, hastane ışıklarının altındaki gri duvarlar, duyulmayan çığlıklar—her şey bir anda üstüne çöktü.

"Bırak…" diye fısıldadı, sesi neredeyse duyulmayacak kadar hafifti.

Chuuya sersemlemiş gibi baktı. "Ne?"

"Dedim ki... bırak!" diye bağırdı Dazai ve iterek Chuuya'yı kendisinden uzaklaştırdı. Chuuya birkaç adım geriye sendeledi, ama dengesini hemen topladı.

"Dazai…" diyecek oldu, ama daha cümlesini tamamlayamadan Dazai'nin yumruğu havada parladı. Sert ve ani bir hareketle sağ yanağına çarptı—Chuuya'nın başı yana savruldu.

Bir anlık sessizlik. Sadece ağır nefesler ve dışarıda bir yerlerde öten bir karga.

Chuuya, yumruğu yemişti ama düşmemişti. Başını yavaşça Dazai'ye çevirdi, dudağının kenarındaki kanı koluyla sildi. Gözleri... donuktu.

"Bunu gerçekten yapmak istiyor musun?" dedi, sesi neredeyse sakin ama içinde fırtına taşıyan bir tonla. "O zaman tamam. Hadi."

Ve bir sonraki anda, Chuuya karşılık verdi. Yumruğu Dazai'nin göğsüne çarptı—onu birkaç adım geriye itmeye yetti. Ardından, Dazai saldırdı. Bu artık sadece bir kavga değildi. Bu, içinde tutulmuş her şeyin, yıllarca bastırılmış korkuların, öfkenin ve sessiz acıların patlamasıydı.

Toz kalktı. Metal raflar devrildi. Dazai, Chuuya'nın omzunu kavrayıp duvara ittiğinde, eski sıvalar yere döküldü. Chuuya, sıyrılmış yumruğuyla Dazai'nin kaşının üzerinden bir çizik açtı. Kan aktı.

Ama hiçbiri durmadı.

Bu kavgada sadece fiziksel acı yoktu. Her bir darbe, geçmişin yankısıydı. Mori'nin soğuk elleri. Dazai'nin suskunluğu. Chuuya'nın çaresizliği. Her şey bu kavgada konuşuyordu.

More Chapters