Cherreads

Chapter 27 - GÜNDÜZÜN GÖLGESİNDE

(Azra'nın Anlatımı)

Rüyadan uyandığım geceyi hiç unutamadım. Sabah olduğunda güneşin ışığı odama doldu ama içimde hâlâ onun karanlığı vardı. Sanki güneşin aydınlığı bile onun gölgesini silemiyordu.

Aynanın karşısına geçtiğimde gözlerimin altındaki yorgunluğu fark ettim. Ama bu yorgunluk bedenimden değil, ruhumdan geliyordu. Sanki rüyada nefesim kesilmiş, hâlâ tamamlanmamış bir cümlenin içinde uyanmıştım. Kalbim gece boyunca çarpmaktan yorulmuş gibiydi.

Üniversiteye gittiğimde kalabalığın arasında kaybolmaya çalıştım. Ama kalabalık bile beni ondan uzaklaştıramıyordu. Her adımda, her bakışta, onun gölgeleri peşimdeydi. Sınıfta hoca ders anlatırken bile harfler gözümde bulanıklaşıyor, tahtadaki yazılar silinip yerine onun gözleri beliriyordu.

Yanımdaki arkadaşım bir şeyler fısıldadı. Gülmeye çalıştım, ama dudaklarımın kıpırdayışı bile sanki ona ait bir sır gibi titriyordu. Sanki herkes bana baksa, gözlerimin içindeki sırları görüp anlayacaktı: Ben artık yalnız değildim. Rüyalarımda bana yaklaşan o gölge, gündüzlerime de sızıyordu.

Koridorda yürürken birden irkildim. Kalabalığın içinde, uzak bir noktada bir çift göz bana bakıyor sandım. Kalbim duracak gibi oldu. Nefesim sıkıştı. Adımlarım sendeledi. Ama başımı tekrar çevirdiğimde kimse yoktu. Belki de sadece zihnim bana oyun oynuyordu. Belki… belki de gerçekten oyunda değildim.

Çünkü o his… çok gerçekti. Sanki gözlerimin tam içine işleyen bir bakış. Kaçsam bile, nereye gitsem beni bulacak olan bir karanlık.

Öğleden sonra kütüphaneye sığındım. Sessizlik, biraz olsun nefes almamı sağlayabilirdi belki. Kitapların arasında dolaşırken parmaklarım raflara dokundu. Tam o anda, ensemde ince bir ürperti hissettim. Arkama döndüm. Boşluk. Ama içimde bir ses vardı: "Buradayım."

Ellerim titredi. Kitabı düşürmemek için sıkıca tuttum. Kendi kendime fısıldadım:

"Gerçek misin, yoksa aklımı mı alıyorsun?"

Cevap gelmedi. Ama kalbim cevap yerine deli gibi çarpıyordu.

Artık gündüz bile güvenli değildi. Ne rüya, ne gerçek… ikisi arasındaki çizgi silinmeye başlamıştı.

Ve ben fark ettim ki, en korkutucu olan onun varlığı değil… yokluğuydu. Çünkü gözlerimi kapattığımda da, açtığımda da, artık ondan kaçamıyordum.

---

More Chapters