Iggy'nin gözleri öfkeden patlayacak gibi büyüdü. Kağıdı tutan elleri titremeye başladı ve kağıdı paramparça etti. Bir şeyler düşünerek deli gibi etrafta dolaşıyordu. Elle'nin yanına giderek onu da tehlikeye atmayı göze alamazdı.
- Sizi korkak piçler!
Kapıyı çarparak dışarı çıktı ve beklemeden yazılan adrese gitmeye karar verdi. Arabayı son süratle sürüyordu. Öfkeden damarları kabarmıştı. Adresin girişinde büyük bir tel duvar vardı ama Iggy'nin gözü döndüğünden onları görmedi bile. Arabayla drift yapacak bir şekilde içeriye daldı. Arabadan indikten sonra silahın tetiğini çekti ve yumruğunu sıkarak öfkeli adımlarla terk edilmiş gibi görünen fabrikaya doğru ilerledi. Kapalı olan kapıyı mermi yağmuruna tuttu. Delik deşik olan kapıyı tekme atarak yere serdi ve içeriye girdi.
- Ortaya çıkın!
Hızla nefes alıyordu. Gözü öyle bir dönmüştü ki karşısına çıkacak olan rastgele bir canlıyı anında öldürebilirdi.
İçeriden birisi kahkaha attı. El çalarak gölgelerin arkasından konuştu.
- Şov yapmayı pek bir seviyorsun demek ha?
- Kimsin sen?!
- Bu kadar erken geleceğini tahmin etmezdim! O kadar çok mu seviyorsun arkadaşını?
Iggy sesin nereden geldiğini algılamaya çalışıyordu. Ama adamın sesi fabrikada yankılanıyordu.
- Gel de yüzüme konuş adi herif!
- Ou~ sanki biraz öfkeli gibisin ha? Ben de tam yatıştırıcı bir çay içiyordum ikramım olsun.
Sağ taraftan bir adam elinde papatya çayı olan bir bardakla Iggy'e doğru geliyordu. Iggy düşünmeden adama ateş etti.
- Benimle alay mı ediyorsun?
Adamın vurulmasıyla birlikte aniden her yerden tetik sesi geldi. Iggy başını arkaya eğerek güldü. Sonra diğer cebinden hançerini aldı ve sırıtarak gölgelere baktı.
- Demek sen de benimle yüzleşmekten korkuyorsun.
Gölgelerin içinden bir adam çıktı ve Iggy'e doğru yürümeye başladı. Iggy silahı ona doğrulttuğu an biri Iggy'nin ayağının tam yanına ateş etti. Iggy kıpırdamadı bile, ateş eden adama ters ters baktı. Ona doğru gelen adam alaycı bir ses tonuyla konuştu.
- Bir adamımı öldürmeni görmezden geleceğim ama ikincisine söz veremem. Konuşarak halletmek daha doğru olu-
Adam sözünü bitiremeden Iggy ona ateş eden adamı vurdu. Lafı kesilen adam kaşını kaldırarak ciddi bir bakışla Iggy'e baktı.
- Bu böyle olmayacak. Arkadaşın bizim elimizdeyken böyle düşüncesiz hareketlerle risk alıyorsun.
- Risk? Beni tanımış olsaydın risk denen şeyin benim için bir anlamı olmadığını bilirdin.
Adam boğazını temizleyerek devam etti.
- Ben Daniel Wick. Muhatabın benim. Adamlarım değil.
- Iggy Imogene.
Daniel ismi duyar duymaz alay edercesine sırıttı ve imalı bir şekilde Iggy'e baktı.
- Demek adın Iggy, ha? (Kıkırdadı)
Iggy kaşlarını çattı.
- Maeve nerede? Eğer ona dokunduysanız hepinizi gebertir kafalarınızı süs diye bu duvarlara asarım!
- Ohoho! Pekte sağlıklı düşünce yapınız varmış bayan Imogenee~
Özellikle soyadına vurgu yaptı.
- Ona zarar vermedik merak etmeyiniz.
Daniel eliyle adamlarına işaret etti ve adamlar silahlarını indirdi. Iggy gözünü Daniel'dan ayırmıyordu.
- Şimdi sakince konuşabiliriz.
- Konuşmak? Hem evime girip etrafı yerle bir ediyorsunuz hem de arkadaşımı kaçırıyorsunuz. Ve sizinle sakince konuşmamı mı bekliyorsunuz!
Daniel ellerini birleştirdi.
- Tabii seni anlıyorum. Ama-
- Yeter. Senin boş laflarını dinleyecek sabrım yok. Evimde ne arıyordunuz? İkide bir adamlarınızla karşılaşıyorum. Benden ne istiyorsunuz?
Adam sakin kalmaya çalışarak boğazını temizledi ve konuştu.
- Evine gizlice girmek benim fikrim değildi bayan Iggy. Adamlarımdan biri benden emir almadan bu işe kalkışmış. Onun icabına ben baktım. Arkadaşınızı da getiren oydu. Ve-
Iggy sabırsız bir şekilde iç çekti.
- Emir derken? Yani böyle bir düşünceniz vardı zaten. Bana masal anlatmayı bırakın da asıl meseleye geçin. Evimde aradığınız şey neydi?
Adam dilini ısırdı ve dişlerini sıkarak konuşmaya devam etti.
- Afedersiniz ama şunu belirtmek isterim ki lafımın kesilmesinden nefret ederi-
- Bundan bana ne?
Daniel gözlerini kapattı ve yumruklarını sıkarak derin bir nefes aldı. Iggy sırıtarak ona bakıyordu.
- Bayan Iggy sınırlarımı zorluyorsunu-
Iggy adamın durduğu zemine ateş etti. Boş gözlerle adama baktı ve tehditkar bir ses tonuyla konuştu.
- Nefret ettiğiniz şeyler beni siklemez ama ben de sorduğum soruyu tekrar etmekten nefret ederim. Şimdi, cevap verecek misiniz? Yoksa ben hepinizi şuracıkta mermi manyağı mı yapayım.
Adamlar silahlarını tekrar Iggy'e doğrulttular. Daniel öfkeden kırmızıya dönmüş suratıyla ona bakıyordu. O sırada Daniel'in arkasındaki kapıdan biri çıktı.
- Efendim kadın hâlâ konuşmuyor-
Daniel eliyle onu susturdu. Iggy'nin gözleri büyüdü.
- Kadın hâlâ konuşmuyor, öyle mi? Ona ne yaptınız!
Daniel sırıtarak cevap verdi.
- Sanırım bunu asla öğrenemeyeceksin.
Arkasını döndü ve adama bir şeyler fısıldadı. Iggy anında ona doğru hızla yürümeye başladı. Önüne adamları çıktı. Iggy silah yerine hançerini kavradı ve önüne çıkanların boğazını kesmeye başladı. Sağ taraftan üstüne atlayan adama çelme atarak yere serdi ve hançeri alnından geçirerek boğazına kadar kesti. Iggy'nin her yerine kanlar sıçramıştı. Birisi onu saçlarından tutarak geriye doğru sürükledi. Iggy adamın kollarından tutarak havaya kaldırdı ve yere serdi. Adam acıdan kıvranmaya başladı. Iggy'nin gözleri parladı. Onun da boğazını herkes gibi hançerle kesti. Ayağa kalktı ve az önce ona silah doğrultan ama şimdi yerde kanlar içinde yatan adamların cesetlerine baktı. Kafasını kaldırıp anormal bakışlarıyla Daniel'a baktı. Daniel yutkundu ama korktuğunu belli etmek istemedi.
- Anlaşılan sizi hafife almışım bayan Imogene.
Iggy yorgun bir şekilde ona yürüdü ve yüzündeki kanı eliyle sildi. Hançerini adamın göğsüne bastırdı.
- Ne de olsa arkadaşımı buradan alacağım. Senden ölmeden önce söylemeni istediğim tek bir şey var. Evimde ne arıyordunuz?
Daniel onun gözlerine bakarken sanki ecelini görmüş gibi dehşete düştü. Kekeleyerek konuşmaya çalıştı.
- Be ben b b bilmiyorum, sadece b bana söyleneni yapmaya ç çalışıyordum!
Iggy daha da meraklandı.
- Demek sen de asıl adam değilsin. Patronun kim?
- S söyleyemem!
- Seninle uğraşamam.
Hançeriyle Daniel'ın boğazını kesti ve onu yere itti. Can çekişerek titreyen bedeninin üstünden onu ezerek diğer odaya gitti ve Maeve'i aramaya başladı. İçeride sadece tek bir kapı vardı. Iggy içeriye girer girmez dehşete kapıldı. Maeve'nin eli kolu bağlıydı ve her yeri morarmış bir şekilde yerde yatıyordu. Ağzının ve burnunun kenarı kanlar içerisindeydi. Iggy hızla ona doğru koştu ve telaşla ipleri çözmeye başladı.
- Maeve! Sıçayım bir de ona zarar vermedik dedi şerefsiz piç!
Maeve tepki vermiyordu ama nefes alıyordu. Iggy onu kucağına aldı ve aceleyle arabaya doğru koştu. Onu arka koltuğa yatırdıktan sonra panikle telefondan birini aradı. Aradığı kişinin telefonu açmasını beklerken endişeyle Maeve'e bakıyordu. Sonunda telefon açıldı.
- Alo?
- Ryosuke! Benim, Scar, yardımına ihtiyacım var!
~Bölüm sonu~
