Cherreads

Yaşayanlar Listesi

Nazrienne
7
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 7 chs / week.
--
NOT RATINGS
316
Views
Synopsis
Bir ormana uyandığında, kurallar çoktan yazılmıştır. Beş takım. Yedi gün. Ve hayatta kalması gereken yalnızca iki kişi.
Table of contents
VIEW MORE

Chapter 1 - Uyanış

Ses:

"Siz A Takımı'sınız. Bu ormanda karşılaşacağınız toplam beş takım var. Bir haftada en az iki üyenizin bu ormandan canlı çıkması gerekiyor. Karşı takımdan öldürdüğünüz veya elediğiniz herkes için hesabınıza bir milyon dolar eklenecek. Ve unutmayın, bu bir TV programı değil. Yaşadıklarınız gerçek hayata etki etmeyecek. Sadece kazanan takım ve üyeler burada yaşananları hatırlayacak."

Axel:

"Yani ölenler gerçek hayatta ölmeyecek, öyle mi?"

Noah:

"Dedi ya, etkilenmeyecek diye."

Ben araya girdim:

"Benim de bir sorum var. Takım arkadaşlarımızı tanıyoruz. Peki rakip takımlar? Onları tanıyor muyuz?"

Ses:

"Rakipler farklı şehirlerden seçildi. Tanıma ihtimaliniz çok düşük."

Takımıma döndüm. Dört kişiydik ama iki budala sayesinde iki kişi gibiydik. Rahatsız ediciydi.

"Vay be, takıma bak.

Bir anksiyeteli obez pick-me, bir zargana ultra ergen ve sinir hastası, şiddete meyilli bir kız ve…

Psikolojisi bozuk bir ergen."

Aslında Axel'in takımda olması fena değildi. Bildiğim kadarıyla silah kullanabiliyordu, faydalı olabilirdi.

Axel:

"Sağ ol ya, aşırı motive oldum. Sinir hastası da sensin o hâlde."

"Tabii ki."

Hailey bir an durdu, sonra bana döndü.

"Bir dakika ya, sen bana pick-me mi dedin?"

"Yok canım, ebene," dedim.

Tam kavga edecekken ses bizi ayırdı.

Ses:

"Ayrıca kazandığınız paralar ile oyun içi eşyalar alabilirsiniz. Tabii o kadar yaşarsanız."

"Sanki karakter dövüştürüyor, pezevenge bak."

Axel:

"Teknik olarak karakter dövüştürüyor yani."

"Çok biliyorsun sen, bok kafalı."

En azından gruplar eşit dağıtılıyorsa, öbür takımlarda da zayıf halkalar olmalıydı.

Şimdi her şeyin başlangıcına bakalım.

Ne ara bu noktaya geldim?

Neden bu ormandayım?

Ve neden bu şekilde ölümle tehdit ediliyorum?

— Bu sabah —

Okul iki günlük bir kamp gezisi düzenleyecekti. Sadece çadırları ve yemeği karşılıyorlardı gerçi ama yapacak bir şey yoktu. Eminim zevkli olacaktı. Çocukluğumdan beri kampa gitmeyi çok severim. Zaten ilgili olduğum bir alan.

Çantamı hazırladım. Okula vardığımda bavulla gelenlere, şortla crop ya da etek giyenlere gülmeden edemedim. Serviste giderken uyuya kalmıştım. Uyandığımda da buradaydım işte.

— Orman —

"Herkesin eşyaları yanında mı?"

Çantam yanımdaydı ama telefonum yoktu.

Hailey bir çığlık attı:

"Benim telefonum yok!"

Öbürlerinin de telefonu yoktu. Şaşırmamıştım ama sonuçta bu ormanda telefon olsa bile çekmeyeceğini biliyordum.

"Tamam. Öncelikle barınma ve ateş işini halletmemiz gerekiyor."

Güneş tepedeydi. Saat öğlendi. Akşam olmadan dediklerimi yapmalıydık.

Hailey bana karşı çıkar gibi, aşağılayıcı bir sesle konuştu:

"Saate de bakabilirdin, tatlım. Hem ayrıca kim seni lider seçti?"

Bir an duraksadım. Biraz fazla kaptırmıştım kendimi.

"Ben…"

Hailey:

"Sen? Diyecek bir şeyin var mı? Yoksa akşama kadar seni mi bekleyeceğiz?"

Devam ettim:

"Eğer lider olması gereken biri varsa, o benim. İsterseniz oylama yapalım."

Ama hepsi bana bakıyordu. Sessizce. Sanki zaten karar verilmiş gibiydi.

Ben de liderliğimi kabul ettirdim.

Önce çantamdaki eşyaları organize ettim. Aslında herkesin çantasına bakmak istiyordum ama takım bunun için daha çok yeni kurulmuştu.

Şimdi barınacak bir yer bulmamız gerekiyordu.

Büyük bir kayanın yanında bir açıklık çok uygundu. Hem sırtımızı kayaya yaslarsak daha güvende olurduk.

"Şimdi Noah ve Hailey, ikinizin bulabildiğiniz tüm büyük küçük dalları toplamanız gerek. Ayrıca yumruk büyüklüğünde taşlar toplayın. Axel, sen de bana yardım et; ağacın dallarını keselim."

Noah ve Hailey istemeyerek de olsa ayrıldılar. Hailey giderken söylene söylene uzaklaştı, Noah ise etrafına bakınarak, sanki her an biri çıkacakmış gibi tedirgindi.

Axel'le birlikte yakındaki ince ama dayanıklı dalları kestik. Bıçağı kullanırken rahat olması dikkatimi çekti. Ne yaptığını bilen biriydi; bu iyiye işaretti.

"Bu kadar sakin olmana şaşırdım," dedim.

Axel omuz silkti.

"Panik yapınca ölenler genelde ilk oluyor."

Haklıydı.

Topladığımız dalları kayanın önüne yarım daire şeklinde dizdik. Hem rüzgârı kesecek hem de ateşi saklayacaktı. Hailey ve Noah döndüğünde ellerindekileri yere bıraktılar. Taşlar yeterliydi, dallar da fena değildi.

"Bundan sonra herkes ne yapacağını bilsin," dedim. "Burada kimsenin keyfi yerinde olmayacak."

Hailey:

"Ya bu sadece bir oyun değil mi? Fazla abartıyorsun bence."

"Sonunda ölebileceğin bir oyun. Ve o ses dedi diye ölmeyeceğinin garantisi yok. Belki de… seni erkenden elersek hızlanmış oluruz."