Cherreads

Chapter 2 - Chapter 2 - intro

This chapter starts with a short English introduction to meet the platform's language requirements. The main story is originally written in Turkish and continues in Turkish after this paragraph. All characters and events are fictional.

Aylin masasında oturmuş düşüncelere dalmışken, tanımadığı bir kız sert adımlarla yanına yaklaştı.

Kızın yüzündeki öfke, daha konuşmadan ne kadar sinirli olduğunu belli ediyordu.

"Aylin sen misin?" diye sordu kız.

Aylin şaşkın bir ifadeyle başını kaldırdı.

"Evet. Ne oldu?"

Kız dişlerini sıktı.

"Senin yüzünden abimi tehdit ediyorlar. Abimden uzak dur!"

Aylin'in kaşları havaya kalktı.

"Ne diyorsun sen be? Abin kim?"

Kızın sesi daha da yükseldi:

"Emre!!"

Aylin dondu kaldı.

"Emre mi?"

Pelin adıyla bildiği kız öfkeyle devam etti:

"Beni duydun. Abimle tüm bağlantını kes. Uğraşamayız biz bunlarla."

Aylin sakin kalmaya çalıştı.

"Sakin ol. Benim abinle işim olmaz ki."

Pelin hışımla parmağını Aylin'in yüzüne doğru salladı.

"Bunu, abimi tehdit eden belalına anlat!"

Aylin'in kalbi hızlandı.

"Bir dakika, bir dakika… Kimmiş o?"

Kız hiçbir şey söylemeden aniden arkasını döndü ve gitti.

Aylin birkaç saniye olduğu yerde kalakaldı. Kafası allak bullak olmuştu.

Aylin'in içi sıkılıyordu. Ne olduğunu tam kestiremiyordu ama şu Pelin konusu onu fazlasıyla huzursuzlandırmıştı. Melis'le konuşmayı bile istemeden masadan kalktı.

"Ben sınıfa gidiyorum. Gelirsin sen." dedi ve hızlı adımlarla uzaklaştı.

Sınıfın kapısına geldiğinde Rüzgar, Nil ve Burak kapıda sigara içiyordu. Melis de hemen onların yanına geçmişti. Aylin, bakışlarını kaçırarak sınıfa girdi.

Bir süre sonra Rüzgar, Melis'e eğilip sesini alçalttı:

"Aylin'e ne oldu?"

Melis omuz silkti.

"Bilmem ki. Bugün bir garip."

Burak hemen araya girip alaylı bir tebessümle,

"Özel gününde mi yoksa?" diye güldü.

Rüzgar'ın bakışları sertleşti.

"Saçma sapan konuşup asabımı bozma benim!"

Burak hemen sustu.

Nil elindeki sigarayı atıp, "Hadi ders başlıyor." dedi.

Ders boyunca Aylin'in sesi hiç çıkmadı. Herkes bunu fark etmişti ama kimse üzerine gitmedi. Zil çaldığında okul çıkışı için hazırlandılar.

O gün Rüzgar arabasıyla herkesi evlerine bırakacaktı. Yakın semtlerde oturdukları için bu rutin olmuştu.

Burak öne geçti, kızlar arkaya oturdu. Aylin, Rüzgar'ın dikiz aynasından kendisine defalarca baktığını fark etti ama hiçbir şey söylemedi.

En son Aylin kalınca öne geçti.

"Ee ne yaptınız geçen gün?" diye sordu.

Rüzgar kaşını kaldırdı.

"Ne günü?"

Aylin yüzünü buruşturdu.

"Partiden sonra diyorum. Kızla çıktın ya."

Rüzgar hafifçe gülümsedi ama hemen toparladı.

"Hangi kızla?"

Aylin başını çevirdi.

"Neyse."

Rüzgar direksiyona yaslandı.

"Aylin, şimdi sana ne anlatayım ki?"

Aylin omuz silkti.

"Doğru. Özel hayata giriyor."

Rüzgar bir anda arabayı kenara çekip durdu. Aylin ürkerek ona baktı.

"Ne oldu? Neden durduk?"

Rüzgar gözlerini onun gözlerine kilitledi.

"Ne zamandan beri benim hayatımı merak eder oldun?"

Aylin boğazını temizledi.

"Yani… arkadaşımı. Tabii ki merak ederim."

"Öyle yani."

Aylin de aynı tonda tekrarladı:

"Öyle."

Adam, kolunu arka koltuğa yaslayıp yüzünü ona yaklaştırdı. Aylin, kokusunun yakınlaştıkça daha belirgin hale geldiğini fark edince kalbi hızlandı.

Rüzgar fısıldadı:

"Çok merak etme o zaman."

"Niye?" dedi Aylin hemen.

"Çünkü ben kendimden bahsetmeyi sevmem. Bunu da beni tanıyanlar bilir."

Aylin küçücük bir "Peki." diyebildi.

Rüzgar yeniden yola koyuldu. Aylin eve geldiğinde sadece,

"Teşekkür ederim." diyebildi.

"Evim yakın zaten."

"Yarın görüşürüz."

"Görüşürüz."

Aylin arabadan inerken kendi kendine kızıyordu. Rüzgar'ın soğukluğu sinirini bozuyor ama bir yandan da içine işliyordu. İçinden neden ona çekildiğini bilmiyordu. Hoşlanması için hiçbir neden yoktu ama kalbi buna uymuyordu.

Ertesi gün okula geldiğinde, dün konuşan kızı aramaya başladı.

Pelin'i bulduğunda sınıfta oturuyordu.

Aylin yanına gidip sakin bir sesle,

"Seninle biraz konuşalım mı?" dedi.

Pelin göz devirdi.

"Beni rahat bırak."

"Sadece konuşmak istiyorum."

"Ne?" dedi sertçe.

Aylin derin bir nefes aldı.

"Dün söylediklerini neye dayanarak söyledin öğrenmek istiyorum. Benim abinle aramda bir şey yok ki."

Pelin dudaklarını büktü.

"Bu okulda kaç belalı tip var? Senin çevrende olup da belalı olan biri var, o kadar."

Aylin'in içi buz kesti.

"Rüzgar'dan mı bahsediyorsun?"

"Söyleyeceğimi söyledim."

Pelin kalkıp gitti.

Aylin sendeleyerek lavaboya gitti. Kalbi hızlı atıyordu. Parçalar bir bir birleşiyordu sanki.

Hemen Melis'i arayıp yanına çağırdı.

"Ne oldu?" diye soran Melis'e,

"Sus, sessiz ol. Çok garip şeyler oldu. Anlatacağım ama önce bir dinle." dedi.

Aylin, başından beri yaşananları anlattı. Melis'in ağzı açık kalmıştı.

Sonunda Melis kolunu Aylin'in omzuna attı.

"Ben bunu nasıl anlamadım?!"

Aylin korkuyla,

"Neyi?" diye sordu.

Melis resmen haykırdı:

"Rüzgar'ın sana aşık olduğunu!"

Aylin aynaya bakarken derin nefes aldı.

"Başka ihtimal yok mu?"

"Kesinlikle yok! Seninle bu kadar uğraşması, herkesi tehdit etmesi… başka açıklaması yok."

Aylin'in gözleri büyüdü.

"Ne diyorsun be?"

Melis ellerini beline koydu.

"Ben seni bilmez miyim? Sen de boş değilsin ona."

Aylin yüzünü kızarttı.

"Ciddi misin sen?"

"Evet. Belki farkında değilsin ama sen de ondan hoşlanıyorsun."

Aylin hemen konuyu kapattı.

"Tamam Melis, sus. Biri duyacak!"

Lavabodan çıkıp kantine gittiler. Tam o sırada Rüzgar geçiyordu. Çapkın bir gülümseme attı.

"Naber?"

Aylin tek kelime söyleyebildi:

"İyi… iyiyim."

Hızla uzaklaştı. Rüzgar, şaşkınlıkla arkasından bakınca Melis kolundan tuttu.

"Nereye koşuyor öyle? Nesi var?" diye sordu Rüzgar.

Melis umursamaz bir ifadeyle,

"Bilmem ki. Aylin işte." dedi.

Sonra Aylin'e döndü:

"Kızım ne yapıyorsun? Anlayacak!"

Aylin fısıldadı:

"Neyi anlayacak? Ne var ki ortada?"

"Bu durumu." dedi Melis.

Aylin hâlâ inanmak istemiyordu.

"Belki biz yanlış anlıyoruz Melis. Rüzgar'dan bahsediyoruz. Kimseyi sevecek biri değil o. Hele beni… hiç."

Melis kaşlarını kaldırdı.

"Bu sevmesine engel değil ki. Ben eminim!"

Aylin hışımla fısıldadı:

"Sus, Burak geliyor!"

Derse girdiklerinde Rüzgar yoktu. Aylin dayanamadı, bahane uydurup sınıftan çıktı.

Koridorlarda dolaşırken bir alt katta Rüzgar'ın bir çocukla konuştuğunu duydu. Sessizce duvarın arkasında dinlemeye başladı.

Çocuk panikle,

"Ben bir şey bilmiyorum abi gerçekten." diyordu.

Rüzgar bir anda hırladı:

"Aylin'e kimse dokunmayacak dedim mi lan ben?!"

Aylin'in nefesi kesildi. Kalbi deli gibi çarpıyordu.

Çocuk,

"Melis'le beraberdik abi. Biz dans ettik. Emre de Aylin'le dans etti ama bir şey olmadı." diye açıklamaya çalıştı.

Rüzgar daha da öfkelendi:

"Akıllı olun. Aylin'e selam bile vermenize gerek yok bundan sonra."

Aylin şok içinde donakaldı.

Çocuk korkarak mırıldandı:

"Yanlış anlama da… siz sevgili misiniz artık?"

Lafını bitiremeden Rüzgar yakasına yapışıp çocuğu duvara yasladı.

"Sana mı soracağım lan?!"

Aylin elini kalbine götürdü. Ellerinin titrediğini fark etti.

Dayanamayıp koşarak uzaklaştı.

Artık saklanamıyordu.

Şimdi ne yapacaktı?

More Chapters