Cherreads

Küllerin Kralları

Hüseyin_Aslan
7
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 7 chs / week.
--
NOT RATINGS
124
Views
VIEW MORE

Chapter 1 - bölüm.1

Bölüm I – Liman Şehri Üzerine Karanlık Çökerken

Rüzgâr, tuz ve kül kokusunu bir arada taşıyordu.

Liman Şehri'nin taş yollarında adımlar yankılanıyordu.

İki figür, sisin içinden ağır ağır yürüyordu.

Birinin pelerini gece kadar karanlıktı; diğerinin zırhı sabahın ilk ışığını andırıyordu.

Karanlık kılıç Dayv ve ışığın kılıcı Artir — Doğu İmparatorluğu'nun iki efsanevi komutanı.

Dayv omzundaki siyah kılıcı düzeltti, göz ucuyla sokaktaki insanlara baktı:

> Dayv: "Şu şehre bak... Her köşe başında rüşvet, her iskelede kaçak mal. Doğu'nun yüz karası olmuş burası."

Artir, altın işlemeli zırhını örten beyaz peleriniyle etrafı süzdü.

> Artir: "İnsanların açlığını sömürürsen, sonunda karanlık büyür. Vali sorumluluğunu unutmuş gibi görünüyor."

Dayv gülümsedi, alayla:

> Dayv: "Unutmuş değil, Artir. Hatırlamak işine gelmiyor. Kâr, inançtan daha güçlü hale geldi burada."

Artir, başını iki yana salladı.

> Artir: "Ve bu yüzden buradayız. Büyü taşlarını kim getiriyor, kim satıyor, öğreneceğiz."

> Dayv: "Sence vali gerçekten bilmiyor mu?"

> Artir: "Bilmiyorsa bile göz yumuyor. Bizim için fark etmez."

Bir süre sessizlik oldu.

Dalgaların sesi araya girdi, ardından bir geminin direğinden düşen halatın sesi yankılandı.

Sonra Dayv sessizliği bozdu:

> Dayv: "Bu şehirde İblis Kral'dan da bahsediyorlar. Görülmüş güya. Doğru mu sence?"

Artir durdu. Gözlerini sisli ufka dikti.

> Artir: "Yüz yıldır sessizdi. Ne savaş açtı, ne insanlara dokundu. Sadece bekledi.

Ama neden şimdi görünsün ki?"

> Dayv: "Belki sıkıldı?"

Artir: "Ya da biri onu uyandırdı."

Dayv kısık bir kahkaha attı.

> Dayv: "Böyle konuşunca sen bile korkutucu oluyorsun. Ama dürüst ol Artir, İblis Kral yeniden gelirse... kim kazanır?"

Artir yanıt vermedi.

Sadece yürümeye devam etti.

Dayv onu süzdü, sonra devam etti:

> Dayv: "Cevap ver be! Doğu mu kazanır, yoksa karanlık mı?"

Artir: "Kazanan olmaz. Yalnızca hayatta kalan olur."

Dayv: "Ah, senin o asil lafların... Bazen kralların bile senden nefret etmesine şaşmıyorum."

Artir: "Krallar değil, korkaklar nefret eder. Aradaki farkı unutma."

Dayv alayla başını salladı,

ama gözlerinde bir anlık ciddiyet belirdi.

Köşeyi dönüp valinin konağına vardıklarında, kapıda iki zırhlı muhafız bekliyordu.

Birisi hemen önlerine atıldı.

> Muhafız: "Durun! Kim olursunuz? Vali bu saatte kimseyi kabul etmiyor."

Dayv sert bir adım attı, yüzündeki alaycı ifade daha da belirginleşti.

> Dayv: "Demek öyle... Vali, Doğu'nun komutanlarını da mi reddeder olmuş?"

> Muhafız: "Komutan mı dediniz? Belgeleriniz—"

Dayv elini kılıcına götürdü, çelik sesini hafifçe duyurdu.

> Dayv: "Belge mi istiyorsun? Yoksa kafanı mı?"

Artir araya girdi, sesi sakin ama keskin:

> Artir: "Yeter Dayv. Bu adamlara suçlama yöneltmiyoruz. Görevimizi söylüyoruz.

Doğu İmparatorluğu'nun emriyle buradayız. Büyü taşlarının ticareti soruşturulacak."

Muhafızlar birbirine baktı, biri kekeledi:

> Muhafız: "E-efendim... Ben sadece emirleri yerine getiriyorum."

Dayv eğilip muhafızın kulağına fısıldadı:

> Dayv: "O zaman bir tavsiye... bir daha kime emir verdiğini sorgula. Çünkü yanlış kişiye dur dersen, ölürsün."

Muhafız korkuyla kenara çekildi.

Koca demir kapılar yavaşça açıldı.

Artir başını hafifçe eğdi,

> Artir: "Bu kadar tehdit gereksizdi."

> Dayv: "Ama etkiliydi."

İkisi birlikte içeri adım attı.

Koridorun loş ışıkları altında yürürlerken, Dayv arkasını dönmeden mırıldandı:

> Dayv: "Eğer söylentiler doğruysa… bu şehirde sadece taş ticareti yok."

Artir yanıtladı, sesi fısıltı kadar inceydi:

> Artir: "Biliyorum. Karanlık, hep bir şeylerin ardından gelir."

Kapılar arkalarında kapandığında, dışarıdaki rüzgârın sesi kesildi.

Şehir sessizleşti.

Ve o an —

hiç kimse fark etmedi ama —

limanın gölgesinde bir çift göz onları izliyordu.