Cherreads

Bir zamanlardan bir gece...

Ben Gece. Kendimi hep sonsuz, uçsuz bucaksız bilirdim. Gece dediğin öyle olur sonuçta değil mi? Ama değilmiş. Ancak kendinizden daha sonsuz birini bulduğunuzda bunu anlıyorsunuz. Bir gece kaçamağı arkadaşalrımla gittiğim barın 'yalnızca personel' yazılı kapısının arkasına olanlar ise ne geceye sığar nede gündüze.

Onu dans pistinde görmüştüm... Evren Kara. Ben kendimi deli bilirdim ama o.. o başka birşeydi, bana kendimi unutturdu. O siyah obsidyen gözlerine baktım ve orda yok oldum, sonra birdaha var oldum. Kendimi onda kaybettim. Ban ayaklaştığında, elleri kalçalarımdan tutup beni göğsüm onunkine bastırana kadar beni kendine çektiğinde ise ergenlik sağ olsun tavan yapmış olan hormonlarım ve alkolle birlikte aptalca bir karar verdim ve dudaklarına yapıştım.

Kadife gibiydi, bir anlığına şaşırmış olmalı ki öpücük yumuşaktı ama sonraki an beni yutacağını zannettim. Dili ağzımı işgal etti, nefes almama yada uzaklaşmaya izin vermedi, bir eli saçımı bozuyordu başımın arkasını tutarken diğeri ise uyluğumdan ykalayıp beni kendine doğru çekiyordu. En mahrem yerim onun sert ve artık pantolona rağmen belirginleşen aletine doğru bastırıldığında dudaklarına karşı inledim. Parmaklarım beyaz gömleğini yakalayıp onu kendime daha çok çekmeme yardımcı oldu.

İniltim onu çıldırtmış olmalıydı çünkü beni uyluklarımın altından yakalayıp zorlanmadan kaldırdı. Dudaklarını benimkinden ayırmndan beni duvara yapıştırdı. Kollarımı hemen boynuna doladım ve onu öpmeye devam ettim. Kilodum sırılsıklam olmuştu bile. Arzunun suları iç uyluklarımdan akıyordu nerdeyse ama utanamayacak kadar azmış durumdaydım ve buda onun çok hoşuna gitmişe benziyordu.

"Neye gülüyorsun? Taş kadar sert olan sensin." Diye çıkışmaya çalıştım ama sesim soluksuzdu ve yüzünün kıpkırmızı olduğuna yemin edebilirdim çünkü ısıyı her yerinde hissediyorum. Özellikle de bacaklarımın arasındaki o yerde.

"Şelale gibisin. Pantolonunu ıslatıyorsun." Diye dalga geçti benimle. Ama sesi o kadar seksiydi ki... O an ona kızmadım bile. İzin vermedi de. Eliyle zaten kısa olan elbisenin eteğini kaldırıp erkekliğini direk sırılsıklam olan küloduma bastırdığında ihtiyaç ve zevk karışımı bir inilti çıkardım. Pantolonunu çıkarmamıştı bile henüz ama ben sanki içimdeymiş gibi inliyordum.

Kocaman ellerinden biriyle göğsünü avuçladı. Zaten sertleşmiş olan meme uçlarım bu dokunuşla neredeyse açı vericek bir şekilde daha da sertleştiler. "Lütfen..." İnledim, zaten düzgün düşünemiyorum. Meme uçlarım elmas gibiydi, sütyenime reğmen gözüküyordu. Ve amım kendi kendine kasılıyordu, onun içinde olmasına ihtiyacım vardı. Yalvarmam onun içinde birşeyi kırmıştı belki de.

Fermuarın açıldığının sesini duydum, ve aniden gelen doluluk hissi. "Aman tanrım!" Tek seferde içine girdi. Var olduğunu bilmediğim noktalara değiyordu. Hıçkırığımı tutamadım. O kadar büyüktü ki nefesim kesildi. Gözlerim yaşla doldu. Ama o nefes almama bile izin vermeden tüm vücudumu zevkle sallayan sert, hızlı ve derin bir ritime başladı. Her seferinde dah ada derine vuruyor gibiydi, beni yok edip zevkle boğuyordu. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim. Tarif edilemez bir doluluk. Siki içinde hareket ederken beni yırtacak zannettim. Çok büyüktü, çok sertti ve çok hızlıydı. İlk orgazm yıldırım gibiydi, beni beklemeden çarptı, ama o durmadı. Tüm bilincin yere düşüp parçalan bir vazo gibi yok olana kadar ve beni mümkün olabilecek en tatmin edici şekilde orgazmlarla kendimden geçirene kadar durmadı.

En sonunda içime boşaldığında ise kendi adımı bile hatırlamıyorum, zevk perdesi gözümü karartmıştı artık. Nerde kiminle olduğumu bile bilmiyordum. Tek bildiğim...şu an evrenin en güzel yerinde olduğumdu.

More Chapters