Soğuk dağ rüzgarı, Delta Birliği'nin pusuya yattığı kayalıklarda ıslık çalıyordu. Alex, gözlerini Juji üssünün ana girişine dikmişti, ama zihni başka bir yerdeydi. Son birkaç gündür, sürekli baş ağrıları ve garip, anlık "hisler" onu rahatsız ediyordu.
JAX:
(Sabırsızca)"Alex? Uyuyor musun yoksa? Plan ne? Beklemekten Juji'den önce ben çatlayacağım."
Alex, baş ağrısını hafifletmek için gözlerini kırpıştırdı.
ALEX:
"Özür dilerim.Nova, sensörler ne diyor?"
NOVA:
(Tablet'inden başını kaldırmadan)"Aynı şeyi. İlk iki katman net, üçüncüsü bir boşluk. Ama... garip bir şey var."
HECTOR:
"Neymiş o?"
NOVA:
"Enerji okumaları düzensiz.Sanki... istikrarsız bir güç kaynağı var. SERMS'teki patlamadan önce hissettiğimiz o dalgalanmaya benziyor, ama çok daha zayıf."
Alex'in içinde bir şey aniden "tetiklendi". Bu bir görüntü değil, daha çok bir uyarıydı, bir avcının sırtında hissettiği o ilkel soğukluk gibi.
ALEX:
(Ani bir tonla)"Oraya giremeyiz."
JAX:
"Ne?Neden? Korktun mu?"
MADISON:
(Alex'in yüzündeki ifadeyi görünce)"Jax, dur. Alex, bir şey mi hissettin?"
Alex, nasıl açıklayacağını bilemiyordu. Mantıklı bir sebebi yoktu.
ALEX:
"Sadece...bir his. O boşluk sadece bir sensör hatası değil. O bir tuzak, ama bildiğimiz türden değil. Bizi bekliyor."
NOVA:
"Bu bir taktik analiz değil,Alex. Bu bir varsayım."
HECTOR:
"SS-246'dan kaçmamıza yardım eden o tüneli de'hissetmiştin', Alex. Unutma."
Jax inanmamıştı.
JAX:
"Yani,şimdi savaş stratejimizi 'hislere' mi dayandıracağız? Bu delilik!"
İki fikir arasında sıkışıp kalmışlardı. Alex'in içgüdüsü, Nova'nın verileriyle çelişiyordu.
ALEX:
(Ellerini sıkarak)"Bana... bana on dakika verin. Nova, o dağın etrafında dolaşan başka bir giriş, bir havalandırma bacası, bir şey var mı, tara. Jax, sabırlı ol."
JAX:
"On dakika.Sonra harekete geçiyoruz, hislerin isterse istemese de."
O on dakika içinde, Alex zihnindeki o "hissin" peşine düştü. Gözlerini kapattı ve enerjinin, tıpkı SERMS'te olduğu gibi, etrafında akışını hayal etmeye çalıştı. Görüntü gelmedi, ama bir "yön" hissetti... zayıf, ama inatçı bir çekim.
ALEX:
(Gözlerini açarak)"Kuzeybatı yamacı. Orada bir şey var."
Nova hemen taramaya başladı.
NOVA:
"İlginç...Orada hiçbir şey yok. Ama jeolojik yapı biraz daha gevşek görünüyor. Belki de doğal bir mağara ağzı, Juji tarafından kapatılmıştır."
Alex'in içgüdüsü, teknolojinin göremediği bir şeyi işaret etmişti. Bu bir zafer değildi, ama bir olasılıktı. Ve bazen, imkansız görünen bir görevde, tek ihtiyacın bir olasılık olduğunu biliyorlardı. Liderlik, bazen verilere, bazen de takımına ve kendi içinin en karanlık köşelerine güvenmek demekti. Alex ise ikisini de dengelemeyi öğreniyordu.
