Cherreads

Chapter 7 - SEZON FİNALİ - KRUS'A KARŞI

Laboratuvarın soğuk metal zemininde tek ses, John'un ağır nefes alışverişiydi. Havada dezenfektan ve elektriğin keskin kokusu vardı. John masaya sırtüstü uzanmıştı, deri kayışlar bileklerinde kıpkırmızı izler bırakıyordu. General son bir kez eğildi, sesi derin bir endişeyle titriyordu.

GENERAL

John.Son kez söylüyorum. Bu serum bir mezar taşı olacak. Vazgeç.

John'un gözleri Emma'nın gülüşünü, Sarah'nın kahkahasını arıyordu. Ciğerlerine çektiği soğuk laboratuvar havası, anılarının sıcaklığıyla çarpıştı.

JOHN

Başlayın.

İğne derisini deldiği an, damarlarından alev fışkırdı. Her kas lifi kopuyor, her siniri kavruluyordu. Çığlığı boğazında parçalandı. Gözlerinin önünde Emma ve Sarah belirdi, ona uzanan elleriyle.

JOHN

Dayanacağım...Sizin için...

Zaman diye bir şey kalmadı. Sadece ateş ve acı vardı. İki saat sonra gözlerini açtığında, vücudu hâlâ sızlıyordu ama artık farklıydı. Kalbinin her atışını, ciğerlerine dolan havayı, metrelerce ötedeki ter kokusunu hissedebiliyordu.

TEKNİSYEN

(Terini silerek)

İki...İki saat. Tanrım. Hiç kimse bir dakikayı görememişti.

John'u çözdüler. Dinlenme odasına ilk adımını attığında, burun deliklerini ter, kahve ve umutsuzluk kokusu doldurdu. Anton bir kanepte derin uykudaydı. Kate pencere kenarında, Washington'un yıkıntılarına boş boş bakıyordu. John bir koltuğa gömüldü. Göz kapakları ağırlaştı...

Sadece iki saat sonra alarmların çığlığıyla sarsıldılar. Koridorlarda koşuşturma, bağrışmalar... General kapıyı tekmeyle açtı, yüzünde tüyler ürperten bir aciliyet vardı.

GENERAL

Alaska!Sığ ormanlarda büyük bir düşman birliği! Uydular KRUS'tan birinin onlara öncülük ettiğini doğruladı!

Tam o sırada, kapı gölgelendi. Kai, solgun yüzü ve üniformasının altından görünen temiz bandajlarıyla içeri girdi. Nefes alışı hâlâ düzensizdi.

KAI

Doktorlar...doktorlar yataktan kalkma dedi. Ama burada olmam lazım.

JOHN

Kai.Bu intihar.

KATE

Sen delisin.

KAI

(Gülümseyerek)

Daha delisi yok.Hadi gidelim.

Alaska'ya varışları üç saat sürdü. Helikopterin kapısı açıldığında, dondurucu bir rüzgâr yüzlerine çarptı. Ormanın nemli toprak, çam iğneleri ve çürümüş yaprak kokusu, çoktan savaşın barut ve kan kokusuyla karışmıştı. 120 CTC ajanı, konvoy halinde ilerlerken, aniden orman alev aldı.

JOHN

Pozisyon alın!Kai sağ kanadı tut! Anton sol! Kate benimle kalsın!

John ilk düşman askerini gördü. Adam siper almaya çalışırken, John bir ok gibi fırladı. Bileğini kavradı, kırdı. Silahı yere düşerken, John diğer eliyle adamın boğazına bir darbe indirdi. Gırtlak kıkırdağının kırılış sesi ormanda yankılandı. İkinci asker arkadan saldırdı. John dönüp bacağına ateş etti. Adam yere yuvarlanırken, John alnının ortasına sıktı.

Saatler geçti. John'un nefesi hâlâ düzenliydi. Yorulmak nedir bilmiyordu. Sonra, dumanların arasında onunla göz göze geldi. KRUS askeri. Gözleri cehennemi bir kırmızıyla parlıyor, John'un içine işliyordu.

JOHN

Sonunda.

KRUS askeri önce saldırdı. Yumruğu bir yıldırım hızıyla geldi. John son anda savuşturdu, karşılık verdi. Yumruğu askerin kaburgalarında gürledi. Bir çatırtı sesi duyuldu. Asker geri sendeledi ama pes etmedi. Tekrar saldırdı. John bu sefer bacağına sert bir tekme indirdi. Asker dizlerinin üstüne çöktü. John son darbeyi indirmek için hamle yaptı.

Tam o anda, makineli tüfek sesleri ormanı inletmeye başladı. John omzunda ve bacağında ani, yakıcı bir acı hissetti. İki kurşun onu vurmuştu. Dizlerinin üzerine çöktü.

JOHN

Kahretsin!

KRUS askeri sürünerek uzaklaştı, ormanın karanlığında kayboldu. John, yaralarından sızan kanı hissederek ayağa kalktı.

KATE

John,dur! Çok kan kaybediyorsun!

JOHN

Bırak beni Kate.Onu durdurmamız lazım. Hepimizin.

Ormanda hızla ilerlediler. KRUS askerinin açtığı izi takip ediyorlardı. Sonra, yol üçe ayrıldı. Ayak izleri üç farklı yöne dağılmıştı.

JOHN

Anton sağa.Kate sola. Ben ortadan devam ediyorum.

Kate sol patikada ilerlerken, aniden her yerden ateş yağmaya başladı. Bir mermi omzunu sıyırdı. Sıcak bir yanma hissiyle yere yığıldı.

KATE

(Telsizle,zorlukla)

Yardım!Pusuya düştüm!

Anton sağ patikada, bir KRUS askeriyle burun buruna geldi. Askerin kırmızı gözleri, Anton'u dondurdu.

ANTON

(Telsizle,telaşla)

John!Burada! Bir tane daha var!

John tam Kate'in olduğu yöne dönecekti ki Anton'un panik dolu sesini duydu. İki seçenek vardı. Yüreği sızladı ama kararını verdi. Telsizi ağzına götürdü.

JOHN

Dayan Kate.Anton, geliyorum.

John hızla Anton'un yanına koştu. Anton, bir ağacın ardına sığınmış, KRUS askerinin ateşi altındaydı. John geldiğinde, asker dikkati ikiye bölünmüş haldeydi. John askerin sol bacağına ateş etti. Asker bükülürken, Anton sağ koluna bir el ateş etti. Asker inledi, ama kaçmak için son bir hamle yaptı ve ormanın derinliklerinde kayboldu.

JOHN

Kaçtı!Hızlı ol, Kate'e gitmemiz lazım!

Kate'in yanına vardıklarında, onu kanlar içinde buldular. Yüzü bembeyazdı, bilinci gidip geliyordu.

JOHN

Kate!Benimle kal! Duydun mu? Gözlerini bana aç!

Kate'in yarasını sıkıca sardılar ve onu hızla geri götürdüler. CTC üssüne vardıklarında, her yerde koşuşturma vardı. General onları bekliyordu, yüzünde daha önce hiç görülmemiş bir korku vardı.

GENERAL

Beyaz Saray!Büyük bir ordu Beyaz Saray'a doğru ilerliyor! Ve sadece orası değil! Pekin, Berlin, Paris... Hepsi aynı anda saldırı altında!

John'un yüzünde hiçbir şaşkınlık yoktu. Sadece derin, soğuk bir öfke vardı.

JOHN

Ne kadar zamanımız var?

GENERAL

Dakikalar.Belki saat değil.

JOHN

Timimi hazırlayın.30 kişi. En iyilerden.

Kai öne çıktı.

KAI

Ben de geliyorum.

JOHN

Kai,sen...

KAI

(Yumruğunu sıkarak)

Ben de geliyorum,John. Bu son savaş.

Beyaz Saray'ın önüne vardıklarında, gördükleri manzara aklı başından alıyordu. Yüzlerce, binlerce düşman askeri, tarihi binaya doğru dalga dalga ilerliyordu. Hava barut, kan ve yanmış metal kokuyordu.

JOHN

1. Takım sol kanat! 2. Takım sağ! Kai, çatıya çık, bize göz kulak ol! Kate, kanadımda kal!

Kai çatıya yerleşti. Keskin nişancı tüfeğiyle, düşman hatlarında delikler açmaya başladı. Her kurşun bir düşmanı saf dışı bırakıyordu.

John ön saflardaydı. Bir düşman koşarak üzerine geldi. John silahını doğrultmaya fırsat vermeden, adamın üzerine atladı. Bıçağını çıkardı ve göğsüne sapladı. İkinci bir asker sırtına sıçradı. John onu üzerinden attı, yere vurdu ve kafasına sıktı.

ANTON

Sol kanattan baskı geliyor!Takviye lazım!

JOHN

1. Takım sola kay! Kate, sağ kanadı sıkı tut!

Günlerce sürdü bu cehennem. İki gün boyunca ne uyudular ne de dinlendiler. John'un vücudu yara bere içindeydi ama serum sayesinde hâlâ ayaktaydı. Üçüncü günün şafağında, Alaska'dan acil bir çağrı geldi.

GENERAL

Alaska üssümüze saldırıldı!İletişim koptu!

Kai, yorgun ama kararlı gözlerle John'a baktı.

KAI

Ben giderim.Burada işimiz bitti. Onlara ihtiyaçları var.

JOHN

Kai,bekle...

KAI

(Gülümseyerek)

Sonra görüşürüz,kardeşim.

Kai, yeni bir timle Alaska'ya doğru yola çıktı. Üsse vardığında, durum içler acısıydı. CTC ajanları sonuna kadar direniyordu. Kai hemen savunmayı organize etti. Onun liderliğinde, düşman hattı yarıldı. Zafer yakındı.

Tam o sırada, ormanın kenarında bir hareket gördü. Bir KRUS askeri, saklanıyordu. Kai'in içindeki intikam ateşi alevlendi. Telsize sarıldı.

KAI

Bir KRUS tespit ettim.Peşine düşüyorum.

Kai ormana daldı. KRUS askeri hızla kaçıyor, Kai ise onu yakalamaya çalışıyordu. Ağaçların arasında hızlı bir kovalamaca başladı. Kai, askere yetişmek üzereyken, aniden... bir silah sesi.

Kai göğsunda ani, yakıcı bir acı hissetti. Nefesi kesildi. Yere yığılırken, gözleri son kez gökyüzünü gördü. Ağzından son bir kelime döküldü.

KAI

John...Tamamlayacaksın...

Ve her şey sustu.

More Chapters