Cherreads

Chapter 46 - KARANLIKTAN SABIR

(Ateş'in Anlatımı)

Onu o akşam her zamankinden daha dikkatle izledim. Kalabalığın arasından çıkıp yalnız kaldığında, içimdeki gölgeler kıpırdamaya başladı. Her adımı, her duraksayışı benim sabrımı sınayan bir davet gibiydi.

Azra, yürürken sürekli arkasına bakıyordu. Gözlerindeki tedirginlik bana ulaştı. Onun kalbinin hızlandığını, nefesinin sıklaştığını görebiliyordum. Ve en önemlisi, hissetti: Benim orada olduğumu.

İşte o an, içimdeki karanlık sevinçle fısıldadı: "Artık biliyor. Artık senden saklanamayacağını anladı. Git ve sahiplen."

Ama ben adım atmadım. Onun gözlerinde korkunun gölgesini gördüm. Daha dün rüyalarında beni çağıran o kız, şimdi kendi nefesinden bile ürküyordu. Eğer o an karşısına çıksaydım, beni yalnızca bir tehdit olarak görecekti. Ve ben onun gözlerinde nefret görmek istemiyordum.

Oysa gölgeler sabırsızdı. Çevremi sarıp uğuldadılar: "Yaklaş. Zaten teslim oldu. Senin kokunu, nefesini hissetti. Artık saklama kendini."

Gözlerimi kapadım, içimdeki öfkeyi bastırdım. Çünkü gölgelerin dediği teslimiyet, korkunun getirdiği bir esaretti. Benim istediğim ise çok daha derindi: Onun gönüllü adımı. Onun isteğiyle bana gelmesi…

Sokak lambasının altında durduğunda, yüzünü görebildim. Dudakları titredi, gözlerinde hem ürkek hem de arayış dolu bir bakış vardı. O bakış beni vurdu. "Beni görmüyorsun, Azra. Ama beni hissediyorsun." diye fısıldadım kendi kendime.

Adımlarını hızlandırdı. Eve vardığında kapıyı hızla kapattı, ama ben hâlâ oradaydım. Pencereden dışarı baktığını gördüm. O ince perdelerin ardından gözleriyle karanlığı taradı. Ve işte o an… Bakışlarımız buluştu.

O beni görmedi belki, ama hissetti. Ben ise onun gözlerinin içine gölgelerden dokundum. Bu, ikimizin arasında görünmeyen bir temas gibiydi. Ne kadar inkar etse de artık kalbine işlediğimi biliyordum.

Ama kendime yemin ettim. Henüz onun kapısını çalmayacağım. Henüz adımı fısıldamayacağım. Çünkü o an geldiğinde, artık geri dönüş olmayacak. Ve ben biliyorum… O kapıyı açtığında, kendi elleriyle bana teslim olacak.

Gölgeler susmadı: "O zaten senin."

Ben ise fısıldadım: "Evet… Ama kendi iradesiyle olmalı."

Ve o gece, gözlerim onun penceresinde kaldı. O uyuyana kadar, nefesini uzaktan dinledim. Kalbimden geçen tek itiraf buydu:

"Azra… Sen korkarken bile beni çağırıyorsun."

---

More Chapters