Cherreads

gizemli aşk

Burcu_Boya
14
chs / week
The average realized release rate over the past 30 days is 14 chs / week.
--
NOT RATINGS
382
Views
Synopsis
aşk
VIEW MORE

Chapter 1 - sisli kıyıda

Gece, sahili yutmuştu.

Gökyüzü siyaha çalan bir lacivertin içinde, ay bulutların ardında solgun bir hayalet gibi asılı duruyordu. Işığı, denize değemeden sisin içinde boğuluyordu. Dalga sesleri bile neredeyse görünmez bir el tarafından kısılmış, geriye sadece tuzlu bir sessizlik kalmıştı.

İskele, karanlıkta uzun bir dil gibi denizin içine uzanıyordu. Ahşap zemin, nemden kaygan; kenarlardaki eski halatlar yosunla kaplıydı.

Lina, ağır adımlarla yürüyordu. Adımlarının ritmi, iskeleyi döven dalgalarla birleşip tek bir nefes gibi yankılanıyordu. Her adımda, sanki karanlık ona doğru eğiliyor, yüzünü görmek için bekliyordu.

Ceketinin cebinde buruşmuş bir kağıt vardı. Parmak uçlarıyla ona dokunduğunda, o cümle yeniden zihninde yankılandı:

"Gel, yoksa seni asla bulamam."

Mektubun kimin tarafından yazıldığını bilmiyordu. Üzerinde ne adres vardı ne de imza. Kağıt eskiydi, kenarları hafif yanık gibiydi, sanki çok önce yazılmış ama bir sebeple ona şimdi ulaşmıştı. Günlerdir o cümle, Lina'nın uykularını kesen bir bıçak gibi zihninde dönüp duruyordu.

Ve işte, şimdi burada, deniz ile sisin kesiştiği bu noktada, cevabını bulmaya bir adım uzaktaydı.

İskele ucuna yaklaştığında, sisin içinde hafif bir hareket gördü. Önce bunun dalgaların oyunu olduğunu sandı. Ama hayır… Bir gölge vardı orada. Yavaşça şekilleniyordu.

Uzun boylu biriydi. Omuzları genişti. Elleri cebinde, başı hafif yana eğik, hareketsiz duruyordu.

Lina'nın kalbi hızlandı. Boğazı kurudu. Onu tanımıyordu… ama gözleri, yıllar önce gördüğü, unutmaya çalıştığı bir rüyadaki bakışları taşıyordu.

Adam bir adım attı. Ahşap, ayaklarının altında gıcırdadı. Yaklaştıkça sis, onları çevreleyen kalın bir perdeye dönüştü. Dünya, sadece ikisine indirgenmişti.

Adam durdu. Yüzü kısmen görünüyordu, dudakları ince bir çizgi hâlindeydi.

Ve konuştu:

— Seni tanıyorum… ama hatırlamıyorum.

Sesi, hem uzaklardan gelen bir çağrı hem de Lina'nın tam kulağının dibinde fısıldanan bir sır gibiydi.

O an, dalgaların sesi bile sustu. Kıyı, nefesini tuttu.

Lina, bu sözlerin ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken, cebindeki mektubu daha sıkı tuttu. Dudaklarını araladı ama kelimeler çıkmadı. Çünkü sisin derinliklerinden başka bir ses daha gelmişti — ayak sesleri.

Bir üçüncü kişi…

Henüz görünmüyordu ama yaklaşan adımların ritmi, sahilde yankılanıyordu. Ve her adım, Lina'nın içinde tarifsiz bir korkuyu büyütüyordu.

---