Cherreads

Chapter 3 - Chapter 3: Bandit

Izumi:[ Yapamıyor muyum...?]

Sawako sert gözlerle Izumi'nin bakışlarını deldi.

Ardından--

Izumi:[pff... Çok sıkıldım]

Izumi yaklaşık üç buçuk saattir mana dersinin bitmesini bekliyordu. Manayı büyüye çevirmeyen tek kişi olduğu için biraz dışlanmış hissediyordu fakat onun için sorun değildi. Farklı bir özelliği olmalı ne de olsa sınıftaki hayatta kalan az sayılı kişilerden birisi.

Izumi:[Nerde kaldılarr...?]

Izumi kendi kendine konuşurken içeriye gri saçlı bir adam adımını attı. Saçları aşağıya sarkmış, düz fakat dağınıktı. Doğrudan Izumi'ye baktı.

Izumi:[Selam?]

?:[Selam, mor. Neden yalnızsın?]

Adamın sesi oldukça dost canlısıydı fakat yaşı yirmilerin biraz üzerinde gibiydi.

Izumi:[Şey... manayı maddeye çevirmediğim için beni derse almadılar ve-]

?:[Ah anladım o çocuk sensin!]

Izumi'nin sözü aniden kesilmişti fakat bu, karşıdakini daha da samimi göstermişti.

Meruk:[Ben Meruk. Güçlü ve bana özgün bir otoriteye sahibim. Fakat manayı maddeye çeviriyorsan, yani büyü yapamıyorsan pek ilgimi çekiyor değilsin.]

Meruk aşağılayıcı söylemlerinin ardından dostça sırıtır.

Izumi:[Eee pekala...]

Meruk:[Yarın mezun olacağınız için akademiden ayrılıp daha küçük gruplara ayrılcaksınız. Ben o öğrencileri seçecek olan liderlerden biriyim. Yani seni kim seçerse bir süre onun takımında savaşıyor olacaksın. Bunu zaten anlatmış olmalılar.]

Izumi:[Anladım. Bana bundan hiç bahsedilmemişti.]

Izumi tekrarda dışlanmış hissetti.

Meruk ayrıldıktan bir süre sonra—

Shun:[Ugh... Canım... Çok yanıyor...]

İçeriye yıpranmış ve yırtık kiyafetleri, yorgun ifadesi ile Shun girdi.

Shun:[Oh Izumi? Hala burda mısın sen? Kusura bakma bugün büyü dersi olduğunu bilseydim seni getirmezdim.]

Izumi:[Yo yo sorun değil... Bende eğlendim... Biraz.]

Shun, her zamanki ifadesini toparladı ve Izumi'nin kendi evinde kalmasına izin verdi. Izum'nin evinin yolunu bilmiyordu ve hafızasını bir sebepten ötürü kaybetmiş olan Izumi için kalacak yer yoktu. Shun, kenardaki orta boy kılıçlardan birini kılıfıyla birlikte Izumi'ye vermesi akademiden ayrıldılar.

Şehirde ilerlerken—

Shun;[Ah tabii ya! Akşam yemeği için patates almalıyım bir saniye beni burda bekle, hemen geliyorum.]

Izumi, onu kenarda bırakıp pazara doğru karışan Shuna'a arkasından bakakaldı. Gelmesini beklerken ensesinde ılık bir soluk hissetti ve arkasında dönerken kendisini sıkışık bir alanda buldu. Hayır, bu bir ara sokaktı.

Haydut:[Cebindeki şişkinliği gördük, velet. Bize zorluk çıkarmadan vermeye ne dersin?]

Izumi açıkça gasp ediliyordu. Shun'un gelmesini beklerken aniden arkadan birisni onu tutup çekti ve şuanda karşısında 3 haydut ile baş başalardı.

Izumi:[Siz kimsini-!]

Izumi sözünü bitiremeden suratına atılan tekme ile kafasını kenardaki duvara çarpmış şekilde bulmuştu. Alnından akan kanın ıslaklığını boynunda hissedebiliyordu.

Haydut:[Hadi amaa. Her türlü alıcaz zaten o parayı. Bize kendin versen acı çekmeden vermiş olursun en azından, değil mi?]

Izumi'nin kemerindeki kılıcı farkeden haydut akademiden olduğunu anladı ve biraz telaşlandı. Fakat karşısındaki çocuk... Zayıftı.

Izumi, hemen elini kılıcın kılıfına götürdü ve kılıcı dışarı çıkarttı. Nasıl tutması gerektiğini veya nasıl kullanması gerektiğini hatırlamıyordu. Fakat şuanki durumdan blöf yaparak kurtulabilirdi.

Haydut:[Bu da ne?! Onunla mı durduracaksın beni?]

Haydut alaycı bir yorumda bulundu. Yanda kıkırdayan arkadaşları vardı.

Izumi kararlı şekilde haydutların onunla alay etmesini izlerken aniden beyaz birşey gördü. Bu bir ışık veya büyü değildi. Izumi, çenesine gelen beklemediği diz saldırısı ile bulutları izlemişti.

Izumi:[AGH!]

Başı dönüyor, ayakta duramıyor ve devriliyordu. Dişleri yanaklarına içten girmişti ve acayip acıtıyordu. Kılıcı yere düşmüştü.

Haydut:[AHAHAHAHA! Gerçektende numaradan ibaretmişsin ya sen.]

Haydut, cebindeki torbayla altını aldı ve yanındakilerle birlikte yola koyuldular. Izumi, daha fazla canının yanmasını istemediği için bu durumu kabullenmişti. Gözlerini kapatıp sessizce ağlamaya başladı. Ağzındaki yoğun kan tadı midesini bulandırıyordu.

Aniden—

Haydutların gittiği taraftan bir yere düşme sesi gelmişti. Izumi kafasını kaldırdığında haydutlardan birinin yerde olduğunu farketti.

Izumi:[Ne oluyor...?]

Diğer tarafa baktığı zaman karanlık gözleri ile kararlı ve öfkeli şekilde bakan Shun'un figürü belirdi.

Shun:[Aşağılıklar... Geri verin!]

Shun geriye kalan son manalarını kana dönüştürüp oluşturduğu bu büyüyü haydutlardan birinin dizlerinin arkasında atarak dengede durmasını engellemişti.

Tüm gün ağır bir antrenmandan geçmişti ve geriye çok az bir miktar kalmıştı.

Haydut:[Ha? Nesin sen kankası mı?]

Haydut geri cevap beklemeden Shun'a doğru koşturdu. Shun'un yapmış olduğu büyü mana eksikliği nedeniyle aşırı zayıftı ve haydut Shun'un zayıf olduğuna ikna olmuştu.

Shun, hızla gelen hayduta kılıcını çekti ve bir bacağına sapladı.

Haydut:[UGH! SENİ LANET OLASI!]

Haydut, elinin tersi ile Shun'a ağır bir yumruk atmıştı. Yere yığılan Shun'u tekrar ayaklanan ile beraber üç haydut tekmelemeye başladılar.

Izumi:[Hayır... Shun...]

Izumi çok çaresizdi... Ayağa kalkacak gücü vardı fakat ayağa kalksa tek yaşanacak olan tekrar acı çekeceğiydi. Shun'un zarar görmesini izlerken göz göze geldiler.

Izumi, bir boşluğun içinde hissetti. Kulağına gelen soğuk bir esintinin ardından kendisini ayakta buldu. Elinde kılıcı vardı. Kendisini kaybetmemişti, fakat içinde bir his vardı. Emindi... Izumi emindi. Sebebini bilmiyordu fakat hayatında hiç olmadığı kadar çok emindi.

Izumi, savaşması gerektiğinden emindi.

More Chapters